16 Haziran 2016 Perşembe

Jonathan Stroud- Haykıran Merdiven- Kitap Yorumu


Yayın Tarihi: 2016-01-18
Sayfa Sayısı 400
Yayın evi: Akılçelen Kitaplar
“Kadim kötülük, çözülmemiş gizemler, kudretli hayaletler ve kötülüğe teslim olmuş insanlar… Bu kitabı gecenin geç saatlerine dek elinizden bırakamayacağınıza hiç şüphe yok ama evin tüm ışıklarını açık tutmanızda da fayda var. Yaşadığımız dünyaya çok benzeyen ancak tüylerinizi ürpertecek kadar da farklı dünyalar yaratmak söz konusu olduğunda, Jonathan Stroud mükemmel işler çıkaran bir dâhi.” Rick Riordan Çok satan Olimposlular kitaplarının yazarı Londra’da netameli bir problem yaşanıyor: Şehrin dört bir tarafında hayaletler ortaya çıkmaya başladı ve bunların tümü de iyi niyetli değiller. Bu hayaletleri görebilen -ve ortadan kaldırabilen- yegâne kişiler ise psişik güçleri olan gençler. Gözüpek ve yetenekli bir genç olan Lucy Carlyle, Lockwood ve Ortakları isimli psişik araştırma şirketinin karizmatik lideri Anthony Lockwood ile işbirliği içerisinde. Onları tüyler ürpertici bir keşfe ve felaket bir sona sürükleyen bir soruşturmanın ardından, alaycı meslektaşları George’la birlikte İngiltere’nin en çok hayaleti barındıran evlerinden birinde yürütülecek araştırmaya katılmak zorunda kalıyorlar. Lockwood ve ortaklarının Haykıran Merdiven ve Kırmızı Oda’da yaşanacakların ardından yeni günü görüp göremeyecekleri tam bir muamma. (ARKA KAPAK YAZISI)
JONATHAN STROUD
Yazar ve kitapları hakkında hiç bir bilgim olmamasına rağmen, Semerkant Tılsımı kitabını alışveriş sitesinde görmüş ve yazarın o zamana kadar çıkmış olan tüm kitaplarını almıştım. Instagramda Bookstagramlar tarafından hiç bir paylaşım bulamamıştım. Tabi ki önsezime güvenmekle doğru kararı vermişim. Bartimaeus Serisine bayılmıştım.Yazar artık ne yazsa okurum. Haykıran Merdiveni de çok beğendim ama hala favori serim Bartimaeus Üçlemesidir.
Haykıran Merdiven kitabından biraz bahsedeyim. Öncelikle bir üçleme olduğunu söyleyeyim. İkinci kitabı Fısıldayan Kafatası yakın zamanda yine Akılçelen Yayınevinden çıktı.
Hayaletlerle ilgili olan kitabımızda öyle sevimli hayalet Casper'ın olduğunu falan düşünmeyin :D Ama okurken biri sevimli olur belki diye umut etmedim değil :D
Hayaletlerin varlığının herkesçe bilindiği bir dünyada, hayaletleri etkisiz hale getiren, yok eden ajanslar vardır. Bu ajanslarda çalışanlar hep çocuk olsada, yetişkin kontrolünde çalışmaktadırlar. Yetişkinlerin zamanla duyularında azalma olduğu için,çocuklar bu iş için en iyileri. Lockwood, George ve Lucy hayaletlerin varlığını farklı duyularıyla algılayan, yetişkin kontrolünde olmayan Lockwood'a ait ajansta çalışan çocuklardır. Biri ölüm pırıltılarını görürken, bir diğeri hayaletlerin fısıltılarını, ölüm anında hissetiklerini algılamaktadır.
Hayalet vakalarının ne zaman olduğuyla ilgili bilgi verilmesi, kitabı daha fazla bir ilgiyle okumamı sağladı. Lucy'nin ağzından anlatılan hikayedeki karakterleri çok sevdim. Fazla doğal ve samimi karakterler. George daha çok araştırma anlamında Lockwood ve Lucy'e yardım ettiğinden, başta önemsiz bir karakter gibi görünmüştü gözüme. Ama hayalet avına gitmeden önce araştırma yapmanın önemli olduğunu görüyoruz. Sadece demir,zincir,tuz vb hayalet avı ekipmanlarının dışında bir de hayalet olan yerin tarihinide bilmeleri gerekiyor. Tabi Lockwood ve Lucy'nin sabırsız karakterler olduğunu söyleyeyim.
George,Lucy ve Lockwood bir yandan hayaletleri yok etmeye çalışırken, bir yandan da hayalet dokunuşuna maruz kalmamaya çalışıyorlar. İşleri gerçekten zor.
Hayaletler en azından gündüz görünmüyorlar diye düşünmeden edemedim. Düşünsenize hayaletler her yerde...
Hayaletleri bazı ekipmanlarla yok ediyorlar ama nasıl olduğunu kitabı okurken öğrenirsiniz.
Kitap çok akıcı. Anlatımı güzel hatta bazı yerlerde eğlenceli diyaloglarda var.
Serinin diğer kitaplarında anlatıcı değişir mi acaba diye düşünüyorum. Lockwood'un ağzından anlatılan bir kitap okumayı isterim.
Eğer bu seriyi okuduysanız ve beğendiyseniz, Yazarın diğer serisi Bartimaeus Üçlemesine de bir şans verin derim. Seveceksiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder